12 Aralık 2015 Cumartesi

Bir Kadın... İki Adam... Üç Trajedi...


Marsilya'da en sevdiğim sokaklardan biri olan dar ve upuzun Rue Paradis’nin son bulduğu Avenue du Prado caddesine çıktıktan sonra denize doğru birkaç adım ilerde sağda “L’entrecote du Huitieme” adlı güleryüzlü insanlarıyla güzel bir restoranın özel dekore edilmiş ikinci katına çıkarken gördüm bu resimleri… ortadaki resimde iki kardeş, dertlerden bunalmış bir halde başlarını birbirlerine doğru öne eğmiş ve düşünüyorlar içinden çıkamadıkları sorunları... kimbilir neler geçiyor akıllarından diye düşünürken, hayatlarında başlarını döndürmüş olan kadının resimlerine odaklanmaya başladı gözlerim... etraflarını çevirir şekilde yerleştirilmişti, aynı başlarını döndürdüğü gibi...


Birçok yerde Marilyn'nin resimlerini görmek olağan, ama böyle bir şekilde bir restorantta ve böyle bir anlamlandırmayla karşılaşmak gerçekten ilginçti… ve böyle bir karşılaşmada bir çok düşünce ışık hızında birbirine bağlanabiliyor biranda; yaşamadığınız bir geçmiş de olsa bilgileriniz olaylarla ilgili düşüncelerin hızla gelişmesine neden oluyor... onlar birbirini düşünürken, siz de bütün geçmişin karmaşık olayları içinde hepsini düşünüyor oluyorsunuz…

Marilyn’nin Kennedy kardeşlerle ilişkisi hakkında çok şey söylendi, yazıldı, çizildi… hala neler olduğu ile ilgili kapalı kapıların ardının dışında olası teoriler dışında bir şey yok. Eğer gerçekleri, gerçekten olduğu gibi bilmiyorsanız, basit ve önemli olan olası nedenlerin peşinden gidip hisleriniz ve tutarlı yorumlarınızla belli sonuçlara ulaşabilirsiniz; en azından tünelin ucundaki ışık görünür olur az çok...


Marilyn intihar mı etti? “Bobby” Robert Kennedy mi öldürdü? Yoksa Başkan ile ciddi sorunlar yaşayan mafya mı öldürdü? canını acıtmak için Kennedy'nin bilinmez… olayların gerçekliğinin pek de bir önemi yoktur aslında, hepsi birer olası sonuçlardan birinin gerçekleşmesi, diğerlerinin ise gerçekleşmemiş olasılıklar olarak kalmasıdır… hikayelerin biri gerçek bile olsa da, bir diğeri de gerçek olabilirdi! Tüm bunların bir önemi olsa da, pek bir değeri ve anlamı yok artık bunca yıldan sonra gerçekte neler olduğunun... ne de olsa bıraktıkları etkiler ve imajlardır bize kalan kendi gerçekliğimiz dışındaki uzak dünyadan...


Ama resimlerin bir anlamı var, bir dili var ve söylemek istedikleri birşeyler var… ben de geçtim karşılarına dinliyorum resimlerden gelen fısıltıları… içinde hangi fırtınaların koptuğu bilinmez genç, güzel ve hayat dolu bir kadın!... doğal bir anda çekilmiş resimlerinin kameralara verdiği pozlardan çok daha güzel olduğu bir kadın!... 36 yaşında, bu nedenle ya da şu nedenle olduğunun ne önemi var ki, ölümün soğuk yüzüyle tanışmış herkesin gözlerinin içine baktığı, ünlü erkeklerin sahip olmak için peşinden koştuğu bir kadın!...


Neler olduğu neler yaşandığından öte görünen bir gerçek var ortada... Bir kadın, iki adam ve üç trajedi... ve Aşk; var mı gerçekten Aşk, yoksa güce, sahip olma ve olunma duygusuna yenik mi düşmüş burada da Aşk… belki de… çünkü Aşk sahip olma - kurtulma/kurtulamama duygularıyla çürür, yıkılır, yok eder ve yok olur sonunda... varolmanın dayanılmaz hafifliği ile sahip ve güçlü olmanın dayanılmaz ağırlığının kesiştiği noktada ise üç trajedi yaşanır; Marilyn intihar eder/öldürülür… John öldürülür… Bobby öldürülür… bir film yıldızı, bir başkan, bir başkan adayı… büyük cinayetler ve trajediler


Alttaki son resimde Kennedy suikastinin trajedisinden de öte bir trajik an gözümüze çarpar… Jacqueline Kennedy’nin uzaklaşma çabasıdır bu, bir senatörken tanıyıp sevdiği ya da sahip olmak istediği kocasını içgüdülerinin refleksiyle bırakıp arabadan çıkmaya çalışır... 

İçgüdüleri Jacqueline’i tehlikeye atar, irrasyonel bir kararla, gizli servis elemanları arabaya doğru koştuğu ve aracın hızlanarak uzaklaşması gerektiği bir anda arabadan inmek isteyecektir… evet terketmek için daha zayıf bir an olamazdır! ve can alıcı soruyu bu sefer Aziz Peter’in dilinden değil de Hz. İsa’nın dilinden soralım… Quo Vadis Jacqueline?... son anında bir adamı yanında duracak kadar da mı sevemedin? yoksa korkun sevgine baskın mı çıktı?... ancak kaçmak kaçtığı yerden, ölümden uzaklaştıramaz Jacqueline’i… 5 yıl sonra İzmir’li Aristotle Onassis ile evlenir ama Onassis ailesinin de trajedisi büyük olacaktır…


Üzerine kitap bile yazılabilir bu anın, tek bir anın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder