10 Eylül 2015 Perşembe

"Les Deux Garçons 1792"

“Les Deux Garçons 1792” Aix en Provence’ın yani Batı Provence’ın en meşhur “café”si. 1792’den beri şehrin yaşayan bir çınarı; Fransız devrimi sonrası mottosu “liberté, égalite, fraternité ou la mort” (özgürlük, eşitlik, kardeşlik ya da ölüm) olan Birinci Cumhuriyetin kurulduğu yıl doğumlu… 12 yıl boyunca aranan özgürlük, eşitlik, kardeşlik ama bulunan çoğunlukla ölüm… 



“İki Oğlan 1792” Emilé Zola ve Paul Cézanne’nın gençliklerinin, sohbetlerle derinleştirdikleri arkadaşlıklarının mekanı; ikisi arasındaki büyük dostluğun ve derin entelektüel bağın kurulduğu yer…

Tuhaf bir duygu alalade bir mekanın yüzyıllardır yaşadığını görmek; mutlaka yaşasın diye yapılan zoraki görkemlikten, korunsun diye atfedilen kutsallıktan uzak… sıradanlığı ile önemli, misafirleri ile değerli… bugünkü canlılığı geçmişinin de canlı olmasından biraz…, zamanların an içinde bir hayal gibi yaşanması biraz… yüzyıllar sonra Zola ve Cézanne’ı sohbet ederken görür gibi oluyor insan ve diğer yolu düşüp geçen, hayattan silinen ama kendine özgü yapıtları ile akıllardan kolay kolay silinemeyen değerdeki insanları da…  

Albert Camus, Jean-Paul Sartre, Henri Bosco, Dali, Picasso, Edith Piaf da izlerini bırakıp geçenler arasında zaman-mekanın bu küçük sahnesinden… biz de geçtik bir akşam biraz flu bir şekilde, ama geçmişe bakıp henüz geçmemişe gülümseyen bir foto ile…

Woody Allen’ın Owen Wilson’ı “Paris’te Gece Yarısı” zaman ve mekanın göreceliğinde kaybettiği gibi, gelip beni de bir akşamüstü kaybetmesini istediğim yerlerden biri burası; (metne sadık kalmam doğaçlama yaparım ama Woody! J ) ne harika bir kayboluş olurdu bu!… 

Ruhunuz üşüdüğünde, kendinizi ait hissetmediğinizde yaşadığınız zamana, kaybolun yabancı olmadığınızı hissettiğiniz biryerlerde... döndüğünüzde farklı bakarsınız belki de hayata…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder